Çalışanlarınızın sağlıksız beslenme, kronik rahatsızlıklar, kiloya bağlı uyku kalitesi düşüklüğünden dolayı konsantrasyonunun düşebileceğini biliyor muydunuz? Tüm bu bahsettiğimiz sorunlar çalışanların performanslarını ve verimliliklerini değiştirecektir. Çözüm ise kurumsal diyetisyen danışmanlığı ile sağlıklı beslenme eğitim hizmetleriyle çalışanların sağlığını iyileştirip verimliliklerini arttırmaktır.
Obezite; diyabet, hiperlipidemi ve hipertansiyon gibi durum ya da kronik hastalıkların ana nedenidir. Bu rahatsızlıkların sonucu kalp hastalığı ya da felce kadar uzanabilir. Çalışma şekillerinin obeziteyi önleyici şekilde düzenlenmesi çeşitli araştırmalara konu olmaya başladı. Bunun nedeni tüm dünyada gittikçe artan obezite ve sağlık giderlerinin artışıdır.
Türkiye Avrupa ülkeleri arasında obezite sıralamasında birinci sıradaki ülkedir. Böylece genç çalışmaya elverişli popülasyonunun yüksek olduğu ülkemizde kurumsal diyetisyen danışmanlığı her geçen sene önem kazanmaktadır.
Obezite ve İlişkili Risk Faktörlerinin İş Günü Kaybı Üzerine Etkileri
Yapılan çalışmalarda gruplar obez, yüksek kilolu ve normal kilolu olarak ayrılmakla beraber genellikle bir de ek risk faktörü olup olmamasına göre de ayrılmaktadır. Risk faktörlerini kilo problemi haricindeki mevcut hastalıklar veya sağlığını kötü etkileyecek alışkanlıklar olarak düşünebilirsiniz.
Ek risk faktörü olmayan çalışanlarda fazla kiloluların normal kilolulara göre 1,5 kattan fazla gün, obez çalışanların ise 2,5 kattan fazla gün kaybettiği gözlemlenmiştir. Benzer şekilde sigara içme, hipertansiyon veya hiperlipidemi gibi ek risk faktörü olan çalışanlarda kalp-damar rahatsızlıklarından dolayı devamsızlık sıklığı önemli ölçüde artmıştır.
Genel olarak devamsızlık yapma olasılığı obez çalışanlarda %80 daha fazladır.
1994’te 4153 kişilik Shell Petrol Şirketi çalışanları ile yapılan çalışmada toplam hastalık devamsızlığının %31 i aşırı kilo ve obeziteye bağlı olduğu bu oranın 2003’te %36’ya yükseldiği hesaplanmıştır. 20 sene geçtiğini ve obezitenin hızla arttığını düşünürsek, bu rakamın %40lara çıktığını ön görebiliriz.
Obezitesi olan çalışanların, normal kilolu çalışanlara göre hastalık nedeniyle daha sık ve daha fazla gün işe gitmediklerini gözlemlenmiştir. Devamsızlık sıklık oranları ise risk faktörlerinin çoğalmasıyla birlikte artmıştır. Bu, tüm ağırlık grupları için geçerli; ancak, etki özellikle obez çalışanlar arasında belirgindir.
Sağlıksız beslenen çalışanlar, sağlıklı beslenenlere göre % 15 daha fazla iş devamsızlığı yapmaktadır. Aynı zamanda obeziteden bağımsız olarak kardiyovasküler hastalık nedeniyle de devamsızlıklar artmaktadır.
Hem obezite hem kardiyovasküler rahatsızlıklar ve risk faktörleri beslenme ile oldukça iç içedir. Kilo denetimi ve sağlıklı bir kalp damar yapısı için öncelikle beslenme daha sonra stres ve fiziksel aktivite koşullarına dikkat edilmelidir.
Kurumsal Diyetisyen Danışmanlığı ve Verimlilik Değişimleri
Sağlıksız beslenme, verimliliği % 8 düşürmektedir. Fazla kısıtlanmış kalori ve yetersiz beslenme çalışanlarda oluşan konsantrasyon kaybı ile iş kazalarını artırmaktadır. Performans ve iş kazası oranlarının beslenme ile ilişkili olduğu çalışmalarla desteklenmektedir.
Presenteeism, muhtemelen hastalık zamanlarında çalışırken tam kapasite çalışamama (veya üretkenliğin azalması) neticesinde işte geçirilen sürenin uzamasıdır. Gerekenden daha fazla süre işte bulunma ve obezite arasında pozitif bir ilişki olduğu çalışmalarda gösterilmektedir.
Kardiyovasküler rahatsızlıklar ve tip 2 diyabeti azaltan müdahaleler, daha az hasta olan ve işlerinden daha sık devam etmeyen çalışanlardan daha yüksek üretkenliğe yol açar. Bunlar daha iyi iş performansına ve çalışma yıllarının artmasına neden olur. Kurumsal diyetsiyen danışmanlığı bu müdahalelerin en başında gelmektedir.
Hareketsiz yaşam süren çalışanların fiziksel aktivitesini arttıran sağlıklı yaşam tarzı teşvikinin çalışma yeteneğini arttıran ve hastalık nedeniyle işe devamsızlığı azaltma konusunda büyük bir potansiyele sahiptir.
Düşük fiziksel aktivite diğer sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıklarıyla birleşince çeşitli hastalıklara bağlı olarak 9 günlük veya daha uzun hastalık izin süreleri ile ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle, yaşam tarzı müdahaleleri, yüksek iş göremezlik riski taşıyan grupların belirlenmesi ve işyerlerinde sağlıklı yaşam teşviki çalışma kabiliyetini artırmak ve hastalık izinlerini azaltmak için büyük bir potansiyele sahip olabilir.
Beslenme danışmanlığına yapılacak yatırımlar izinlerin, iş kazalarının azalmasına, üretimin ve motivasyonun yükselmesine fayda sağlayacaktır.
Çalışan sağlığını iyileştirmenin ve bir şirketin üretkenliğini artırmanın özellikle etkili bir yolu olarak, işyerinde bu risk faktörünü azaltmak için aktif olarak bir çalışma sürdürülebilir. İlk adım, hem yönetim hem de çalışanlar arasında obezitenin üretkenlik üzerindeki etkisi konusunda farkındalığı artırmaktır. Şirketler, çalışma ortamında sağlıklı bir kültür oluşturmalı kurumsal diyetisyen takibi ve fiziksel aktivitenin arttırılması gibi sürdürülebilir yaşam tarzı değişikliklerine geçişi teşvik etmelidir.
Kalori Dengesizlikleri ve Verimlilik
Öncelikle zayıf veya yetersiz beslenme koşulları çalışan sağlığını olumsuz etkilemekte, bu da kişisel enerjinin azalmasına, güç ve konsantrasyon kaybına ve öğrenme potansiyelinin azalmasına neden olmaktadır. Bu durum, kötü ve kalitesiz bir iş havuzunun oluşmasına, kurumun verimliliğinin ve rekabet gücünün azalmasına, işgücü maliyetlerinin artmasına sebep olmaktadır.
Yetersiz kalorideki %1’lik bir artışın, işgücü verimliliğinde %2,27’lik bir artış sağladığı yapılan çalışmalarda hesaplanmıştır.
Bazı işletmeler menülerinde daha yüksek enerji ve besin öğelerine sahiptir. Çalışana kontrolsüzce kalori yüklemesini tek öğünde vermek verimliliği artırmaz; tam tersine iş kazaları-verimlilik ve kalp-damar hastalıkları açısından çalışanların sağlığına olumsuz etkiler yapacaktır. Bu nedenle çalışanın ne aşırı ne de yetersiz beslenmesi gerekir. Kurumsal diyetisyen danışmanlığı ile kurum, çalışanı obezite ve diyabet gibi kronik hastalıklardan koruyabilir. Obezite, devamsızlık, hastalık izni, sakatlık, yaralanmalar, sağlık talepleri ile ilişkili artan maliyetlerin önemli bir nedenidir. Çalışmalar göstermiştir ki obez bir çalışan yılda ortalama 6-9 gün sağlık problemleri sebebiyle izin almaktadır. Genel olarak obeziteden kaçınmanın çalışan sağlığı ve iş verimliliği açısından büyük önem taşıdığı görülmektedir.
Kurumsal Diyetisyen Danışmanlığının Şirkete olan Sayısal Faydaları
Kurumsal diyetisyen desteği alan çalışanların kurumlarına olan bağlılığının da daha iyi olduğunu çalışmalar göstermektedir.
Beslenme ve Diyet Akademisi Dergisi’nin çalışmasına göre, beslenme danışmanlığına harcanan her 1 dolar, 4 dolar kazanç sağlıyor. Kronik hastalıklardan korunmaya dair yeterli beslenme eğitimi alanların iş günü kaybının %64 oranında azaldığı aynı zamanda verimlilikte %87 artış sağlandığı belirtilmiştir.
Ülkemizde Kurumsal Beslenme üzerine yapılan araştırmaların yetersiz kalması sonucu vereceğimiz örnek ABD’de yapılan bir araştırma üzerinden. Normal kilolu çalışanlarla karşılaştırıldığında obez çalışanların işverenlere 644 dolar fazla kilolu çalışanların ise 201 dolar daha pahalıya mal olduğu tahmin ediliyor. Bu giderlerin obez çalışanlarda çoğu devamsızlık ve gerekenden fazla süre işte durma durumundan kaynaklandığı bulunmuştur. Fazla kilolularda ise bu giderin neredeyse hepsinin gerekenden fazla süre işte durma durumundan kaynaklandığı bildirilmiştir.
2006 yılında yapılan bir gözleme göre; özellikle obezite ile ilgili işe devamsızlık maliyetinin büyüklüğü çalışan başına yıllık 2.596 dolardır. Obez işçiler için dolaylı aşırı maliyetler, doğrudan aşırı maliyetlerden neredeyse beş kat daha fazlaydı. Bunu şöyle açıklayabiliriz daha fazla doktor ve acil servis ziyareti ile ilişkili yaklaşık 121 $’lık fazla maliyete kıyasla verimlilik kayıplarıyla ilgili 524 $’lık fazla maliyet çıkmıştır. Böylece işverenlere obezitenin toplam mali yükünün tahminlerinde üretkenlik ölçümlerinin dahil edilmesinin önemini göstermektedir. Çalışan başına yıllık fazla maliyetler makul görünebilirken çalışmada bu maliyetler totalde milyon dolarları bulmuştur. Bu ek maliyetleri düşünürseniz, işçilerin sağlığını iyileştiren diyetisyen danışmanlığının iki taraflı bir kazanım olduğunu düşünebilirsiniz. Bu danışmanlık aynı zamanda çalışanlara da motivasyon sağlayacaktır. Etkili bir kurumsal diyetisyen danışmanlığı firmanızı bu büyük mali yükün bir kısmından kurtarabilir.
Eğitim Kurumlarında Kurumsal Diyetisyen Danışmanlığı
Okul öncesi dönemde kazanılan beslenme alışkanlıklarının çoğu yetişkinlikte de devam eder. Bu nedenle okul çağı öncesi dönemde çocuklara sağlıklı beslenme kültürü kazandırmak çok önemlidir. Bu dönemde önemi artan mikro besin öğeleri; kalsiyum, demir, çinko, A,D ve E vitaminidir. Beslenmenin bu kaynaklardan zengin olması gerekmektedir. Beslenmede oluşabilecek sorunlar yetişkinlik döneminde oluşabilecek kronik problemler ile yakından ilgilidir. Okul öncesi çağda sıklıkla karşılaştığımız problemlere bakacak olursak; şişmanlık, diş çürükleri, kabızlık ve iştahsızlıktır. Organ gelişiminin devam ettiği bu dönemde beslenme yetersizlikleri sinir sistemi-beyin gelişiminde olumsuz rol oynayacaktır.
Okul çağı çocuklarında Türkiye’de sıklıkla görülen beslenme sorunları D vitamini, kalsiyum, demir yetersizliği, iyot yetersizliği, obezite ve yeme davranış bozukluklarıdır. Okul çağı derse odaklanmanın daha önemli olduğu çağlardır. Sağlıksız beslenme ise konsantrasyon düşüklüğü ve odaklanamama ile ilişkilidir.
Odaklanma ya da konsantrasyonu düşüren beslenme hataları;
- Öğün atlama ya da aç kalınan sürenin uzaması
- Kahvaltı yapmama ya da sağlıklı kahvaltıya ulaşamama
- Basit karbonhidrat ağırlıklı beslenme, bir diğer deyişle tabaktaki karbonhidrat-protein-yağ kombinasyonu hataları
- Sebze-meyve tüketimindeki düşüklük
- Çok yüksek kalorili öğün tüketimi
Günümüzde eğitim kurumları büyüme-gelişme çağındaki çocuk ve gençlerimizin gününün büyük bir çoğunu geçirdiği alanlardır. Bu süre neredeyse 2 ana ve birden çok ara öğün tüketilebilecek bir süredir. Yani beslenme gereksinimin de büyük bir bölümü bu sürede karşılanmalıdır. Karşılaşılabilecek riskler göz önüne alındığında kurumsal diyetisyen danışmanlığı kurumunuzun öğrencilerine verdiği değeri ortaya koyacaktır.
Eğitim kurumları ile çalışma sistemimiz; seminerler ve menü planlama ya da düzenleme sistemi üzerinden gerçekleşmektedir.
Kurumsal Beslenme Danışmanlığı Çeşitleri;
- Seminer ya da toplu eğitimler
- Kurum binasında ya da online bireysel görüşmeler yapılması ve diyet programlarının hazırlanması
- Kurum çalışanlarına sağlanan avantajlı program sözleşmeleri
- Menü planlama veya düzenleme
- Mutfak iyileştirmeleri
Kurumsal beslenme danışmanlığında şirketlerdeki temel amacımız; çalışanın bireysel özelliklerine göre enerji ve beslenme ihtiyaçlarını hem iş yerinde hem de özel yaşamında karşılamak ve bu sayede daha sağlıklı olmasını sağlayarak iş gücünü artırmaktır. Ayrıca işyeri hekimlerinin işbirliği ile çalışan sağlığı ve beslenmesi konusunda ilgili çalışmaların planlanmasını yapmayı, çalışanlara sağlık ve beslenme konusunda hizmet içi eğitim vermeyi hedeflemekteyiz.
Çalışanların besleyici ve güvenli gıdaya, yeterli yemek molası ve beslenme için uygun koşullara ulaşabilmelerinin sağlanması sadece sosyal açıdan önemli değil, aynı zamanda ekonomik olarak kazançlı bir iş uygulaması olduğunu göstermektedir.